"aşk konuşur bütün dilleri" - zafer yalçınpınar
aşksa o
hiç korkma
nasılsa konuşur
bütün dilleri1
Bu dizelerin eşliğinde "Günlü Güvercinli Kadın" sahnesinin ışıkları
sönüyor ve "aşk" bir gölün kıyısında dinlenmeye başlıyor. Sonra,
suskunluğunu bozuyor, toparlanıyor ve canlanıyor. Bir martı gibi
kanatlarını açıyor, tüm görkemiyle gökyüzüne yükseliyor. Bembeyaz
bulutları takip ederek bu gri şehrin suskun sokaklarına kadar geliyor.
Etrafına bakınıyor ve yerleşmek için en güzel gönlü seçiyor.
Şaire yöneliyor. Şairin içine yerleşiyor ve "aşk" kendi varlığının
anlamlarını şiire dönüştürüyor. Usta, tezgâhını temizliyor, yeni
dekorlar hazırlanıyor ve bir kez daha ışıklar parlıyor sahnede: "Aşk
Konuşur Bütün Dilleri". Tekin Gönenç'in ikinci şiir kitabı yayımlanıyor.
***
hani bir çocuğun sımsıkı sarılıp
bir bebeği öpüp koklaması var ya
o'sun işte sen2
Duru, dolaysız bir buluşma gerçekleşiyor. Tekin Gönenç, şiirlerinde pürüzsüz aşkı ve çeşitlemelerini sunmaya başlıyor. Aşkın tüm halleri, tüm dilleri, varoluşunun içine gizlenen sonsuz niceliği, şiirsel bir güçle bütünleşiyor ve okuyucuya yansıyor. "Aşk" çoğaldıkça çoğalıyor ve dizeler, pencereden süzülen bir yağmur damlası gibi kayıp gidiyor. Tekin Gönenç aşkın tüm dillerini konuşurken, zihnimi imgelem karmaşasına veya ikirciklere boğmuyor.
***
sen hep o kadınlara giderdin
sözlerin gözlerle söylendiği kaldırımlarda
...
bir de koğuş arkadaşların
içlerinde aykırı rüzgârlar esen
jilet bakışlı üç beş serseri3
Sıra aşkın kilitlerine ve çıkmazlarına, toplumsal sorunların kapanındaki
insanlara geliyor. Çağımızın zorlanan, yabancılaşan insanı anlatılıyor.
Toplumun kıyısında sığıntı gibi yaşayan "jilet bakışlı serserilerin"
acıları ve dışlanmışlıkları da gözlerimizin önüne sunuluyor. Ama "aşk"
onlarda bile susmuyor. Çünkü "Aşk" konuşuyor bütün dilleri...
Tekin Gönenç, acı çeken, üzüntüden kıvranan, tüm bunlara ağlayamayan
yalnızlıkların görüntüsünü oluşturuyor. Yağmurdan önceki
sıkıntılı havalar...
olmadı işte
yağamadın bir türlü
şöyle doyasıya
kendi bulutlarından4
***
Tüm güzelliğiyle, aşk konuştuktan sonra bütün dilleri, ayrılma zamanı geliyor. Buluşmayla açılan sahnenin perdesi ayrılıklarla kapanıyor:
gizli bir el
çözer iplerini geminin5
Tekin Gönenç "Aşk Konuşur Bütün Dilleri" adlı şiir kitabıyla içerden kilitlediğim tüm kapılarımı çalıyor. Sonra bir kez daha oyun bitiyor, seyirciler salonu boşaltmaya başlıyor.
Ve ben, aynı boşluğun sancısıyla baş başa kalıyorum.