Ana içeriğe geç

ateş alfabesi - emrah altınok

Yakma ateşini öyle uzaktan.
Ben bilmem bu dili, söyle o sigarana.
Satma şu üşüyen göğsümü,
beni bekleyen kentin kalleş rüzgârına.

Titriyor ben uzaklaştıkça
her martının gözbebeği.
Ben bu soğukları bilmem;
böyle korkutma beni.

Dalgalar da mı alıp götürecek,
bu zaten batık korkuyu?
Bizim balık ekmek kokulu kıyılarımız vardı;
istemem al içimden bu satılmış uykuyu.

Bunu da mı yapacaktın etekleri sarp yangınım?
Geceleri korkusuz,
sokakları urgan düğüm toprağım...
Ben bu düğümü çözemem; ah yalan İstanbul'um,

Bugün yağmur yağacaktı.
Hani kalacaktım ben de,
yaslanınca sönen göğsünde.
Yağmadı...
Aldı bir vapur,
çekti çürüttü aklımı.

Yakma sigaranı öyle uzaktan.
Anlamam bu ayrılığın dilinden.
Yağmurum, kadınım...
Çek al beni bu terk edilmiş gemiden...

haydarpasa