[isimsiz] - atay uludokumacı
Kavrulmuş kumların orta yerinde
Kavrulmuş kumların orta yerinde
bilir misin çocuk,
Mektup almış bir mahkûm yüreği
-Çok öncesi-
Söz geçirmez yeleğinle oturmaktayız hâlâ
*"Ozan; bulunduğu halkın tarihini, mevcut yaşamını ve geleceğini ince,
silme pus
yunus bekir yurdakul'a
*hangi güneşi kararttık biz
- Le Fanu'nün anısına
SUNU
Bana hüznü getirip bu sonbaharda
Ne kadar çok umutsuzluğu anlatan
Bir gün batımı başını yukarı kaldırdığında gördüğü bu çağrışımsız rengin
bir ankara türküsü
Ağlayacaksan dudaklarıma ağla
Arkadaşım adamı bana gösterdi: "Memleketimizin en bilge adamı bu!"
«İşte bizim hikâyemiz
Bir mülteci bu kadar benimseyebilir bir kenti; basık bulutlarını, taş
her şey geçer her şey biter
Salın ey şehir
Dünyanın en güzel, en büyük ve en mütevekkil şehri... Şehirde park,
* Ekmek ve bıçaksın sen,
Öldürüldüğünü bilmiyordum. Bugünlerde kimse de senden söz açmıyordu ki
Pencereni aç.
Okuduğun şeyden başını kaldırıp bakıyorsun. Seni yeterince tanımıyorum
"Şiir ancak insana dönük olduğu zaman insanca söz olur."
*"Yaşam, yüksek anlamlılık yüklü ender tek anlardan, ve bu anların olsa
hayatı tanımlara sığacak
Yoksa
evsiz bir uçurtma
hangi sevgi senin aradığın
Dinçer Sezgin, 1939'da İzmir'de doğdu. Çanakkale Öğretmen Okulu ve
Soyut deyince aklıma gelenler hep sınırı belirsiz kavramlar oldu; çamur
zamanın birinde, uçlu bucaklı ege denizi ortasında küçük bir ada vardı.
su sızdı denize
Yıkık bir akşamüstü bıraktın bana