soyut - nihat ciddi
Soyut deyince aklıma gelenler hep sınırı belirsiz kavramlar oldu; çamur gibi, kil gibi şekil verilmeyi bekleyen. İnsanlığın yüzyıllardır düşünüp de somut kavramlar diye sınırlandırdığı. Bu kavramları, kafamda tam belirginleşinceye kadar, hiçbir zaman olmayacaktı belki ama, onları hep bulanık bıraktım, kafamda belki de insanlığın şimdiye kadar fark edemedikleri vardır diye. Onları hep ilk insanların yaptığı gibi karmaşık düşünüyordum. İlk insanlar da onlara fazla dayanamamış olmalı ki onlara sınırlar koymuş: mitler, efsaneler, tanrılar gibi... İlkçağ filozofları da kendi kafalarındaki bulantıyı korumuşlardı görüntüyü netleştirene kadar. Doğadaki mantığı da böyle görmüşlerdi. Fakat bu bulantının belki de onları körleştirdiğini düşünerek onu sınırlandırmışlar. Ben de kendi sınırımı çizemezsem, belki de çevremin geleneksel düşüncelerini kabullenecektim özgürlüğümü yitirerek.