şiirin şaire soruları - I - polat onat
Şair masasında oturuyor ve şiir üzerine düşünüyordu. «Bazen şiir üzerine
düşünmekten, şiir düşünmeye fırsat bulamayabiliyor insan» diye kendi
kendine söylendi. Birden yanı başında hissetti şiiri şair.
Yanılmıyordu...
Şiir: Merak ettiğim bir şey var. Beni yaratan kişi olarak bunu en
iyi senin bileceğini umuyorum. Bir şiirin resmi olabilir mi?
Şair: Elbette ki olur. Bir şiirin resminin nasıl çizileceğini
söyleyeyim sana: Şiirin ilk dizesi kurşun kalemle çizilir. Daha sonra
çizgi devam ettirilerek her dizenin son harfinin üstü çizilir. Şiirin
son dizesini de kâğıttan kalemi ayırmadan çizmeye devam ederiz. Tüm
dizelerin ilk harfini de çizdiğimizde ortaya çıkan genelde dikdörtgen
benzeri şekil o şiirin resmidir işte. Tıpkı şairlerin görüntülerinin
farklı olması gibi tüm şiirlerin resimleri de birbirinden farklıdır.
Aynı olma olasılığı, tek kolon oynamış birinin sayısal lotoda altı
tutturması olasılığıyla eştir.
Şiir: Sayısal loto nedir? Hiç duymadım.
Şair: Duymaman doğal, pek de şiirsel bir şey değil zaten. İnsani bir
durum, umut yani. Boş ver. Ama sana şunu söyleyeyim; iyi bir okur bir
şiiri okumadan, kalemiyle onun resmini çizerek şiirin güzel olup
olmadığını rahatlıkla anlayabilir.
Şiir: Böyle okurlar da varmış demek. Okurlar nasıl insanlardır
söyler misin bana?
Şair: Her şiirin resmi nasıl farklıysa, her okurun düzey ve birikim
profili de farklıdır. Bir okurun hangi şiiri daha önce okuduğunun tüm
okuduğu şiirleri algılaması ve anlamlandırması bağlamında önemli
olduğunu düşünüyorum, sandığımızdan daha da önemli...Tek bir şiir
insanın hayatını değiştirmez; ama birbirini tamamlayan, yani o gizemli
kimyayı oluşturan iki şiiri ardı ardına okumak çok çarpıcı bir deneyim
olabilir. Şunu demek istiyorum; iki şiiri ele alalım, «x şiiri» ve «y
şiiri» diyelim bunlara. Önce x'i okuyup daha sonra y'yi okuduğumuzda iki
şiiri de beğenmeyebiliriz. Ama bir ihtimal, önce y'yi okuyup sonra x'i
okursak belki de hayatımızın bilindik akışını değiştiren müthiş bir
etkilenim yaşayabiliriz.
Basit bir olguyu da, şimdi ilk defa fark ediyorum: Dünya üzerinde hiçbir
okur aynı okuma serüveninden geçmemiştir. Çok çok zayıf bir ihtimal
olmasına rağmen iki kişinin hayatları boyunca karşılaştıkları binlerce
yapıt içinde aynı kitapları okuduklarını farz edebiliriz. Fakat bu sefer
de kitapları aynı sırayla okuma ihtimalleri matematiksel olarak hemen
hemen imkânsızdır. Her bireyin parmak izi ne kadar kişisel bir
farklılıksa, okuma serüveni de en az o kadar benzersiz bir olgu,
ilginç...
Şiir: Son bir soru; şairler yaşıyorlar mı?
Şair: Onu bilmiyorum işte... Şüpheliyim.
Şiir: Yanıtların için teşekkürler. Müsaadenle ben gideyim artık. Boş
bir sayfa beni bekliyor.
Şair: Oldu. Umarım yakında görüşürüz. Benim de uyumam gerek...Ve
rüyalar görmem...