mavi - gökçe polatoğlu
benimle kal. boylu boyunca uzanalım günebakanlar içinde. bakalım. gökyüzünün mavi adı. doğru şarkıları dinlediğimiz sürece hiç sorunumuz olmayacak biliyorum.
gitmemiz gereken yollar mı var? duymuyorum. konuşmayacağım da bundan sonra. kelimeler, kelimeler. hepsi sağa sola dağılmış. toplamayacağım. burada böylece oturmam lazım. söyleyecek hiçbir şeyim yok! bir yerden sonra yaşam bitiyor. bugün tesadüfen bittiği yeri buldum. görmemeye çalışıyorum. sadece güneşe dönüyorum. görmemem gereken bir memlekette gözümü alan ışığa doğru. hayata bazen yeniden inanıyorum. ezberlediğim romantik şarkıları hatırlıyorum. yavaşça mırıldanabilirim sana.
kimsenin bilmediği şarkılar. şarkılarda masallar. hissetmenin hikâyesini anlatacağım o insanlara. kaskatı suratlarına, cansız gözbebeklerine bakarak küçük insanların küçük masallarını anlatacağım. gel benimle. bütün küçük alışverişleri bırak. ben de bırakacağım. sadece masal anlatacağım yine. benimle kalırsan.
bütün geçmiş şarkıları bir bir hatırlıyorum. bir zamanlarım. inandıklarım. vakitlerim. harcadıklarım. eski masallarım. hatırlıyorum fakat korkuyorum biraz. kara büyüler. bakma o tarafa doğru!
hiçbir zaman çok düşünmedim masallarla ilgili. elimde jelibon vardı. biliyorsun, simsiyahtı bir zaman hayatım, bir zaman kırmızı. şimdi bir sürü renk görüyorum. kafam karışıyor bazen. jelibon yetmiyor kafamı çalıştırmaya. siyahtım ve çok kolay anlatabilirdim bunu. şimdi anlatamıyorum.
gel uzanalım diyorum sadece. siyah gökyüzüne bakalım. kayan yıldızlar vardır hâlâ. dilek tutalım. yağmuru beklemenin anlamı yok. bazen iki mevsim hiç yağmayabilir. hep güneş açtığı da olur, hep kar yağdığı da.
belki hâlâ yağmur dinine inanan küçük kızların masalı vardır bazı kırmızı ışıklarda. uzaklarda masalımı yaşayabileceğim şehirler vardır. beraber yaşayacağımızı biliyorum. geceleri bazen yanlış krizlerde geziyorum, bunu da biliyorum. sadece sabırsızım biliyorsun. elimi tut. ben bekleyeceğim, masalların saçma olduğunu söyleme. cevap veremeyeceğim sorularını sor hep. yüzüme bak. olmayan şehre bak. en yüksek dağın tepesinde masalımı yaşayan küçük insanlar var. inan bana. benimle kal. birkaç yıl gökyüzüne bakacağız. o ışığa doğru. gözlerimiz.
gitmen gerekmiyor. ellerini aç. avcuna küçük bir kuş bırakacağım. hiç istemedin biliyorum. ama ben mavi kurdeleleri seviyorum. hayatın nasıl yazıldığını bilmiyorum hâlâ. bilseydim sana hayatımı yazar verirdim. küçük kızın hayatını.
sayfaları gökyüzünde uçuşan bir hikâye toplayacağım sana kırmızı ışıklardan. «sen benim için, ben senin» yazacağım hikâyenin başına. elini ver. hayatımı bırakacağım avuçlarına.