oyun I (sahne) - eylül hicran polat
(En dingin haliydi yağmurun. Sahnede yaşlı bir kadın. Ve arbane sesi.
Ve
eteklerinde ziller. Üstelik şizofren mi ne? Bir ağlayan, bir gülen...)
I
Kilitli sandıkta asırlık intihar
Mirasıdır kalbimde çentiği olanın
Oysa döl bekleyen toprak
arsız bir yakarıştadır...
Ey ahali,
susturun tüm tellalları...
Ve üç alkışa beş imza atan
"hüzün" yazıcılarını...
Oynayacağım...
Keyfime kâhya istemez...
II
Sessiz harflere asılı suskunluk...
İçkin bir bekleyiştir hicranın adı
Yudumlayarak hasretini uzak şehirlerin
Ve inkârına kalkmadan kendinin
Bütün «günah» yargıçlarına inat
Vuslat meydanında
Hesapsızca sevişir aşk...
Hey sizler duydunuz mu?
atamın tespihi düştü elinden
geceye sıçradı otuz bir tanesi
taş kırıldı
göğe defnedildi sıcak meniler...
Ve yırtıp kara kefenini
parmaklarının ucunda
«edep» doğurdu genç nineler
III
Ey rüzgâra yüzünü dönenler
Ne aşka, ne ölüme tanım gerekmez!
Yapabiliyorsanız
kaldırın siyahi gölgeyi
güneşin üzerinden
(Ellerini Ay'ın ateşiyle ısıttı... Hekim lokmanı yoktu bu kahrın ki
ağıtsız
değildi yaşamlar. Yüzündeki her çizgiden toplayıp serüvenlerini, hisse
senedi gibi dağıttı birer birer... Üstelik tek alıcısı yok, şizofren mi
ne?
Ve arbane sesi ve eteklerinde ziller... Son, iki, üç, perde!)