ikincil ruhla pisuar buluşmaları – 3* - özge dirik
[1]
Pişik olmuş armutların ağzıma düşmesi doyum vermedi bana. Eşşek kadar
bir elma sayesinde oluşan başımdaki şişlikleri de dünyanın sırlarını
kurcalamak için kullanmadım.
Garip buluşlarımla, insanların beyinlerine «bak, o öyle değilmiş»
şeklinde bilgiler de sokmadım. İnsanlarla iletişim içinde olmanın en
fazla onları dinliyormuş gibi görünmek olduğunu biliyorum. Göz göze
geldiklerinde, onları doğrulamanız için karşısındakini yakalayan acı
bakışlar çok tatmin ediyor beni.
Çocukluğum hayatımı şekillendiren yegâne zaman parçasıydı. Henüz altı
yaşımda, birkaç acı olay yaşayıp, geri zekâlı arkadaşlarımın pek de
doğal olmayan bir seleksiyon ile yok olması sonucu babamı ikna etmeye
çalıştığımı hatırlıyorum bonibon'a tazminat davası açmayı. O da bön bön
suratıma bakıp «avukat bi tanıdık bulmak lazım» demişti.
Benimse çocuğum olmadı henüz. Olmaz diye de düşünüyorum. Ortalama yetmiş
basamaklı bir merdivene üç kiloluk bir et yığını atıp, düştükçe
kalıplanıp, büyüyüp daha fazla şişmesine izin verebileceğim bir düşünce
yapısına da sahip değilim, üzgünüm. Ama evlat edinebilirim huzur
evinde.
Evlenmeyi de düşünmüyorum, hem yılın her günü iki bayram arası olduğuna
göre ananelerimiz ve anneannelerimiz doğru söylemiş.
Değişimi kabullenirim. Özellikle kırklı yaşlarda daha kolay oluyor bu,
ama boğaz köprüsüne sağcıların köprüsü ya da renkli televizyona «artık,
devrimcilerin kanlarını kırmızı mı izleyeceğiz» diyen, atlara bile
sıkıntı veren gözlüklerle işim olmadı hiç. Gerçi bu cümlelerin sahipleri
şimdi at yarışı tahmini yerine, holding yazarlığını seçti ama sonucun
farkı yoktu, hep beşte kaldılar.
[2]
Kaztüyü yastığında gözyaşı lekelerimin sobelediği kadınlar bir Amerikan diplomatın Türkiye hatıraları kadar kalın bir kitap olurdu. Bu bir anlamda seri kâfir yapıyor beni. Teslim olabileceğim bir merci yok maalesef. Yalnızca, bedenim bilinmeze hızlı hızlı çürüyerek ilerlerken sonumu merak ediyorum. Böceklerin elebaşı olmak ya da cehennemin lüks yerlerinde emlakçılıktır kariyer hedefim. Bu dünyada aşkın provasını yaptığımı kolaylıkla açıklayabilirim diye düşünmekteyim. Hem süt izninde bara giden bir anne edasında cennetini ayakları altına alıp parçalayan Tanrı, bu dünyadaki boyut ve bölüşüm problemlerini çözmeli önce. Tamam; sırtımda büyük bir kambur var, gözleri acıtan bir kusura sahibim, kusura bakan gözler takip ediyor beni, ama ben kamburumu sistemin kanlı sözleşmeleri imzalasın diye kullandırmadım hiç. Bu dünyada yarattığım açıklamaları taşıyabilirsem oraya, yukarıdakilerden bahsedeceğim verilen süre yeterse. Ama şimdi ben içimden gelen tüm şeyleri olduğu gibi aktarıyorum ya sana, içimdeki kelimeleri de harcamalıyım. Her şeye rağmen tanrıdan bir şey dilemem gerekirse; özür dileyeceğim.
[*] «İkincil Ruhla Pisuar Buluşmaları» serisinde iki tane 3 numaralı yazı mevcut. Bunları [1] ve [2] alt başlığı ile yayımlıyoruz.