l'anno scorso - gökçe polatoğlu
sen gitme!
sakın gitme, aklımı yitiririm. her şey
kırmızı olur. yazılar birbirine girer.
yaşadığımı bilemem yine.
99 artı 100 olacak yakında. dikkatli olmak gerek. yıllar tükeniyor. harfler büyüyor. büyümekten korkuyorum hâlâ. şimdi hissettiklerim. büyümemiş bir yanlarım da kalmıştır, biliyorum. oralardan bir ürperti yayılıyor içime, korkuyu hissediyorum. burada oturuyordum, bir yıldan fazla oldu. burada oturuyorum. adım gökçe. aklın sınırında duruyorum. zaman geçiyor. durduğum yer pek güvenli değil. beni rahatsız ediyor attığım her adım. bazen, yalnız kaldığımda ensemden bir rüzgâr esiyor. korkuyorum. korku benim diğer adım.
yazıyorum. yazmadığım zamanlarda delirmemek için güneşe bakıyorum. bazen işe yaramıyor. umutlu olmaya çalışıyorum, eskiden daha kötüydüm. şimdi günler daha güneşli aslında. gökyüzünün daha mavi olduğunu sanıyorum. neşeli bir insanım. diğer bir adım poly-anna olabilir. ama ona rağmen küçük adım elisa day olduğu için bazen delirdiğim olabiliyor. dengesizlik yüzünden acı çekiyorum. bazı kelimeleri o yüzden telaffuz edemiyorum. her an değişebilirler. çok konuşuyorum ama anlamlı bir tek cümle kuramadım hayatımda daha. cümlenin ortasındayken vazgeçiyorum söylediğimden ve bazı şarkıları kafadan atıyorum söylerken.
eğilimliyim. bazı şeylere eğilimim var. alkole, deliliğe, yazıya ve ona. listeyi daha da uzatabilirim ama onda durmak istiyorum. ona eğilimli değilim aslında, bağımlıyım. bağlılık değil, bağımlılık diyorum. ve bu beni korkutuyor. ama sanırım asıl onu korkutuyor bu kelime. seviyor beni ama bazen suratında o endişeyi görüyorum. akşam oluyor. gitmesi gerekiyor. bana bakıyor. o gitmesin diye her şeyi yapabilirim o an. her şeyi yapabileceğimi görüyor. kendimi kesebileceğimi biliyor o en arabesk halimde. sırf o gitmesin diye. hep yanımda kalsın. saçları. gözleri. dudakları. elleri. elleri gitmesin.
kalkıp gidiyor aklım. yazı yazmaya oturuyor. vardım bir zamanlar. küçük bir masal yazacaktım. başlamıştım yazmaya. cesaretim kalmadı. bir adım korku olduğu için. hepimizin bildiği masalları anlatacaktım. küçücük bir gülümseme için. şimdi tek başıma kalmaktan bile korkuyorum.
ama yalnız kalmaktan korktuğum için değil, yüzüne bakabildiğim için gitmemesi lazım. bazen bütün masumiyetimle suratına bakıyorum. bembeyaz. bütün cesaretimle. sanki o ana kadar hiç korkmamışım gibi bakıyorum gözlerine. orada kalıyorum. beni bildiği için. artık bilinmek istediğim için, küçücük bir deftere küçücük bir hikâye yazmak istiyorum. küçücük olduğum için. o bunu anladığı için bütün masallarımı ona yazmak istiyorum bundan sonra.
bira bazen bitebilir. bir yudum daha. her şey sona erebilir. yine korkuyorum. yalnız sokaklarda yürürken gözlerim görmüyor. insanlar üstüme geliyor. aklım dilimin ucunda. her an tükürebilirim. bu yüzden korkuyorum bu kadar. ve onu korumak için savaşıyorum minnacık cesaretimle. aklımı korumak için.
deli değilim. sadece biraz kenarındayım hayatın. sadece biraz. birazcık.