yazgılar - kostas varnalis (çev: bahar mucuk)
Bodrumdaki tavernada,
sigara dumanları ve küfürler arasında,
yukarıda laternanın tiz sesi
bütün arkadaşlar içtik dün,
dün, bütün akşamlar gibi,
acıları unutalım diye.
Biri diğerinin yanında sıkılıyor
ve ara sıra yere tükürüyordu,
Ah! Ne büyük bir acıdır
hayatın yükü...
Akıl çile çektiği sürece
hatırlamıyor beyaz bir günü...
Güneş ve firuze deniz
ve sefih gökyüzünün derinliği,
Ah! Sarı şeffaflığı şafağın,
günbatımının karanfilleri,
uzağımızda yanıp sönüyorsunuz,
giremeden kalbimize!
Birinin babası on yıldır
kötürüm -- aynı hortlak,
diğerinin karısının günleri yaz
eriyor evde veremden,
Mazis'in oğlu Palamidi'de hapiste,
Yavis'in kızı Gazi'de genelevde.
-- Çarpık kaderimizin suçu!
-- Bizden nefret eden Tanrı'nın suçu!
-- Tehlikeli fikirlerimizin suçu!
-- Hepsinden önce şarabın suçu!
«Suçlu kim? Suçlu kim?..» Henüz
hiçbir ağız bulup söyleyemedi.
Bu yüzden, karanlık tavernada
boynu bükük içeriz daima,
her topuk solucanlar gibi
ezer bizi nerede bulsa:
korkak, talihsiz ve kararsız...
Bekliyoruz, belki de, bir mucizeyi.