kuzey yıldızı - özgür macit
İşte rüzgâr! Senin gibi ben de deliyim.
Islıkarlım senin gibi inlemelidir,
Herkes beni ürpererek dinlemelidir.
Rüzgâr! Sana, yalnız sana benzemeliyim.
--- Sabahattin Ali
Her insan kendisinin aynasıdır. Benim de gözlerime bakanlar
--yalnızlığımı-- sorguluyor aslında: bitmeyen, içimde saklı olan ve hiç
kimsenin paylaşamayacağı tek şey olan yalnızlığımı... Beni biraz olsun
tanıyanlar farkedebilir ancak yüzümdeki gülümsemelerde saklı olan
öfkeyi. Oysa kim eğilip de görmeye çalışıyor ki yüreğimi, kim cesaret
edebiliyor oradaki yalnızlıkla öfkeden özümlediğim koyu nefreti ve
gururu görmeye?
Bedenimde zehir, elimde Ege tütününün kokusu...
Sigara hayatın ta kendisi olabilir ölümden de öte. Yanmanın verdiği
acıyla cızırdayan kibritle doğar bir sigara aynen dünyaya gelmenin
acısıyla ağlayan bebek gibi. Duman, geçip giden zaman olmalıdır o halde;
beyaz bir sis sunar bize hayat. Küller yaşayıp arkamızda
bıraktıklarımız, acı verenlerdir belki. Belki de hiç gelmeyecek
olanlardır.
Daha sonra ağlama mevsimleri başlar güneşin kova takımyıldızına
girmesiyle. Elimde bir kova kin vardır. Tutup kulbundan sallarım
gökyüzüne. Kinin rengi yeşildir: kusmuk yeşili, safra yeşili. Yanımda
bir dostum vardır, başı yıldızlara yakın. Ona dönüp "Neden yeşil yıldız
yok?" derim. "Çünkü hiçbiri güneş ışığından sevgiyi özümleyemiyor" der.
Susarız.
Bir kibrit çakıp Marmara'dan geçen gemilere fener yaparız. Rüzgâr gelip
kibriti söndürür. Rüzgârdan o an şüphe ederim.
Deniz dalgalıdır. Güneş denizin üstünde beni dansa öyle bir güzellikle
çağırır ki atlamasam dayanamam. Görebildiğim en yüksek yere çıkıp son
şiirimi okuyup denize dalarım. Orada beni gökyüzünden kayarak ve
aldanarak düşen yıldızlar bekliyordur.
Denizden denize kıyısı olmayan bir şehirde çıkarım. Saçlarına ak düşmüş
mutsuz bir adam bana hayatın sırrını dev demir yığınlarından, bağırsak
dolusu solucanlardan ve yalan hüzünlerden ibaret bir otogarda verir.
Ocağa koyduğum ayrılık çayı çoktan demini almıştır.
Burnuma balkandan bir çay kokusu çarpar. Ayılırım.
Şu dünyada ayık olmak benim için bayağı zor iştir. Kafama yatmayan şeye
hemen karşı çıkar bağırır, çağırırım ayık olunca. Kızarım, küserim.
Dedim ya gururluyum diye, özür dilemem.
Kimse bilmez, inanmaz belki; ama ben biraz da deliyim.